Aziz Aquinolu Thomas Tanrı’yı kanıtlama üzerine 5 tane sav ortaya koymuştur. Fakat Thomas imanın bilimsel bilgi ile kanı ortasında bir yere düştüğünü söylemiştir. Felsefeyi “buluş yolu” dediği akıl yürütme yöntemi olarak tanımlamıştır ve felsefeyi inanç izlerini temel ilkelere kadar sürerek inançları doğrulamak için aklın kullanılmasının gerekli olduğunu savundu, buna da “indirgeme yolu” dedi. Genelde Aquinos, bilgilerimizi dinsel vahiy dışınıda duyu deneyimlerimizden ve duyu deneyimimize ilişkin zihinsel anlayışımızdan edindiğimize inanıyordu. “Dünyanın Sonsuzluğu Üzerine” adlı eserinde evrenin sonsuz olamayacağını iddia etse de sonrasında felsefi akıl yürütmeyle sonsuz olabileceğini söylemiştir. (Naomi Zack- Felsefe syf.94)
“Yarattıklarından bağımsız ve farklı doğaya sahip olan Tanrı ile yarattıkları bu farklı tabiatlara rağmen düalist bir ikili oluşturmazlar. Tanrı bağımsız olarak var olduğundan düalist bir bütünün parçası olarak var olması mümkün değildir. Kısacası Tanrı evreni aşkın bir varlıktır.” (Wikipedia)
“Fakat Tanrı aynı zamanda aktif bir güçtür. Çünkü o her şeyin ilk sebebidir. Aquinas’a has bir tanımına göre Tanrı: ‘Hareketsiz Hareket Ettirici’dir.” (Wikipedia, Naomi Zack- Felsefe syf. 95)
“Tanrı insanın anlama kapasitesinin ötesindedir. İnsan, Tanrı’nın ve O’nun doğasının ne olduğu hakkında hiçbir fikre sahip değildir. Tanrı hakkında bildiğimiz tek şey O’nun var olduğu ve tüm var olanın varlık sebebi olduğudur”. (Wikipedia)
“Tanrı kötülüğü yaratmamıştır çünkü kötülük bir varlık olmaktan ziyade bir yokluğu, var olma eyleminin başarısızlığa uğramasını ya da var olana yönelik bir yoksunluğu ifade etmektedir.” (wikipedia)